Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır
Cenab–ı Hak, kendisine ibadetten sonra ikinci derecede anne ve babasına hürmetkâr davranılmasını emrediyor Yavruları için hiçbir fedakârlığı esirgemeyen anne ve babasına karşı gereken teşekkürü yerine getirmeyen bir kimseden diğer insanlara saygı göstermesi de beklenemez
Efendimiz (sas), “Allah’ın rızası, anne ve babanın rızasındadır Allah’ın gadabı anne ve babanın gadabındadır”(Tirmîzî, Birr, 3) buyurarak çok önemli bir noktaya dikkat çekiyor Cenab–ı Hak, Nisa Suresi 36’ıncı ayette anne– baba hakkının yerini kendi hakkından sonraya koyuyor ki, bu evlatlar için yeterince açıklayıcı olsa gerek: “Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın Anaya–babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolda kalmışa, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez” Bir kişinin size yaptığı en küçük bir iyiliğe teşekkürle karşılık vermeniz, onun iyilikleri artırmasını sağlayacaktır Zor giden işin bir safhasında edilen içten bir teşekkür, işin daha iyi gitmesi için, dinî yönden de hukuki yönden de cezası olmayan güzel bir ‘rüşvet’ (!) gibidir Teşekkür iyilikleri artırır Hiç karşılık vermediğimiz bir iyilik daha sonra aynı şartlar altında tekrar yapılmayacaktır Nimetin artırılması şükre, yani teşekküre bağlanmıştır Zira Allah teala bir ayette “Eğer şükrederseniz, Ben nimetlerimi daha da artırırım…” (İbrahim, 14/7) buyurmaktadır Allah, şükredene nimet ve ihsanlarını artırdığı gibi, insanlar da teşekkürle karşılık verene farklı yaklaşmaktadır Nankör kelimesinin kullanıldığı insanlar nimetleri göremeyen insanlardır İnsanın vazifesi, Efendimiz'in bir hadisinde de ifade edildiği gibi, musibet yönünden kendinden daha fazla sıkıntısı olana bakmak ve şükretmektir Refah ve zenginlik yönünden de şükredebilmek için kendinden daha zor durumda olanlara bakmak insana Allah’ın kendisine olan nimetlerini kavrama adına engin bir ufuk açacaktır ...