Hadislerde Belirtilen Günümüze Kadar Gerçekleşen Kıyamet Alametleri
1979'DAN 2006'YA GERÇEKLEŞEN KIYAMET ALAMETLERİ
KIYAMET vakti, dünya hayatının son günü olmakla birlikte ahiretteki sonsuz hayatın da başlangıcı olacaktır. Kıyamet günü yaşanacak birbirinden dehşetli olaylarla Allah’ın yüce kudreti insanların tümü tarafından idrak edilecektir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), kıyametten önce gerçekleşecek olan alametleri bundan 1400 yıl öncesinde hadis-i şeriflerinde detaylı olarak tarif etmiştir. Buna göre; savaşlar, anarşi, fakirlik, cinsel dejenerasyon artacak; doğal afetler sıklaşacak; insanlar güzel ahlaktan uzaklaşacak; sahte peygamberler ortaya çıkacaktır. Tüm bunların ardından, Allah Hz. Mehdi’yi vesile kılarak İslam ahlakını bütün dünyaya hakim edecektir.
Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde yer alan bu bilgilerin gerçekliğini bize gösteren en önemli delil, bu olayların vakti geldiğinde tam tarif edildiği şekilde ve birbiri ardına gerçekleşmiş olmasıdır. Hadislerde bildirilen çok sayıda alamet, 1979’dan 2006’ya kadar yaşanan -dünya tarihine oranla- kısa bir zaman dilimi içinde "birbiri ardınca" gerçekleşmiştir.
Bu işaretleri anlamak için yapmamız gereken, kıyamet günü ve alametleri ile ilgili Kuran ayetleri ve Peygamber Efendimiz (sav)'in on dört asır öncesinden bildirdiği hadisler üzerinde dikkatle düşünmektir. Rabbimiz bir ayetinde "Ve de ki: Allah'a hamdolsun. O size ayetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız..." (Neml Suresi, 93) şeklinde vaat etmektedir.
Kuyruklu Yıldızın Doğması (1986)
“Hz. Mehdi'nin çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır.” (Kıyamet Alametleri, s. 200)
“O gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir.” (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
“O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır.”
(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Hadislerde belirtildiği gibi:
1986 yılında (Hicri 1406'da) yani 14. yüzyıl başlarında "Halley" kuyruklu yıldızı Dünyamızın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak, ışıklı bir yıldızdır.
Hareket yönü doğudan batıya doğrudur.
1981 ve 1982 (1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından sonra ortaya çıkmıştır.
Bu yıldızın doğuşunun da diğer alametler ile aynı zamanda meydana gelmesi, Halley kuyruklu yıldızının hadiste işaret edilen yıldız olduğunu doğrular niteliktedir.
Tozlu Dumanlı Bir Fitne (2001)
“Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek,
bunu diğerleri takip edecek...” (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
Bu hadiste ise, Hz. Mehdi'nin çıkışından önce, tozlu ve dumanlı, karanlık bir fitnenin görüleceğinden söz edilmektedir. Fitne, "insanın akıl ve kalbini doğrudan doğruya hak ve hakikatten saptıracak şey, savaş, azdırma, karışıklık, ihtilaf, kavga" gibi anlamlara gelen bir kelimedir. Hadiste bu fitnenin ardında toz ve duman bırakacağı belirtilir. Ayrıca bu fitnenin "karanlık" olarak nitelendirilmesi, nereden geldiği belli olmayan, umulmadık bir olay olduğuna işaret kabul edilebilir. Bu açılardan bakıldığında söz konusu hadisin, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve Washington şehirlerinde meydana gelen, dünya tarihinin en büyük terör olayı olarak nitelendirilen saldırıya işaret etmesi muhtemeldir. Televizyon ekranlarında ve gazetelerde de şahit olunduğu gibi, bu iki büyük terör olayının ardından büyük bir toz bulutu ve duman çevreyi sarıp kuşatmıştır. Patlamalar sonucunda çöken binalar ise, daha büyük bir toz bulutunun oluşmasına neden olmuş, hatta çevredeki insanların üzerleri tamamen bu tozla kaplanmıştır. Bu olay, hadiste haber verilen ve Hz. Mehdi'nin çıkışının bir alameti olarak bildirilen "tozlu dumanlı, karanlık fitne" olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Bağdatın Alevlerle Yokedilmesi ( 2003)
“Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir...” (Risalet-ül Huruc-ül Hz. Mehdi, Cilt 3, sf. 177)
2003 Irak Savaşı'nda, savaşın ilk gününden itibaren Bağdat, en yoğun bombardımana tutulan şehirlerden biri olmuştur. Ağır bombardıman, geceleri Bağdat'ın tıpkı hadiste haber verildiği gibi alev alev yanmasına neden olmuştur. Bağdat'ın gazete ve televizyon haberlerine yansıyan görüntüleri, yukarıdaki hadiste dikkat çekilen "alevlerle yok edilir" açıklaması ile tam olarak mutabıktır. Bu da ahir zamanda bulunduğumuzu gösteren açık alametlerden biridir.
Irak Halkı Üç Fırkaya Bölünür (2003)
“Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler. Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın.” (Fera İdu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Ahir zaman alametlerinden biri de Irak halkının üçe ayrılmasıdır. Hadiste haber verildiğine göre, halkın bir grubu "çapulculara" katılacaktır. Savaş sonrasında otorite boşluğu nedeniyle Irak'ta büyük yağmalama olayları yaşanmıştır. Gerçekten de halkın bir kısmı, hırsızlık, gasp, yağmalama gibi "çapulculuk" olarak nitelendirilebilecek faaliyetleri yapanlara dahil olmuşlardır.
Hadiste bir kısım halkın ise, bulundukları yerden bir an önce kaçmaya yeltenecekleri, hatta geride bıraktıkları ailelerini dahi düşünemez konumda olacakları haber verilmiştir. Gazetelerde bu yönde yer alan haberler dikkat çekicidir.
Hadiste halkın bir kısmının ise, savaşa katılacağı ve öldürüleceği bildirilmektedir. Irak Savaşı sırasında da, bir kısım insanlar çeşitli bölgelerde yaşanan çatışmalara katılmış ve hayatlarını kaybetmişlerdir.
Ayrıca hadisin ilk bölümünde dikkat çekilen, "Irak'ın üçe ayrılması" konusu fiziki anlamda da gerçekleşmiştir. Körfez Savaşı sonrasında, Irak coğrafi olarak üç bölgeye ayrılmıştır. 32. ve 36. paralelin arası, 32. paralelin güneyi ve 36. paralelin kuzeyi olarak belirlenen bu üç bölgenin oluşturulması, hadisin işaret ettiği gelişmelerden biri olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Irak ve Şam’a Ambargo (2003)
Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)'ın yanında idik, şöyle dedi: "Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir ağırlık ölçüsüdür) sevk olunmayacak". Dedik ki: "Bu kimden dolayı olur." Dedi ki: "Acemler ('Arap olmayanlar) bunu men' ederler." Sonra dedi: "Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak". "Bu kimden dolayı olur" dedik. "Rumlar'dan dolayı" dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)
Irak ve Şam'a ambargo uygulanacak olması kıyamet öncesinde yaşanacağı bildirilen olaylardan, yani Hz. Mehdi'nin geliş alametlerinden biridir. Irak'a, hadiste haber verildiği gibi, on yılı aşkın bir süredir ambargo uygulanıyor olması dikkat çekicidir. Bununla birlikte, Suriye'ye de ambargo uygulanması ihtimali sıkça gündeme gelmektedir.
Irak Halkı Şam’a ve Kuzeye Kaçar (2003)
“Masum ve temiz Irak halkı Şam'a kaçar.” (Risalet-ül Huruc-ül Hz. Mehdi, s. 210)
2003 senesinde Irak Savaşı başlamadan hemen önce onbinlerce Iraklı'nın, Suriye başta olmak üzere çeşitli ülkelere göç etme çabaları bu hadisteki olayla büyük bir benzerlik göstermektedir. Bu konuyla ilgili de çeşitli haber ve resimlere medyada yer verilmiştir.
Iraklıların Parası Kalmayacak (2003)
"Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alış-veriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 45)
Ahir zaman ve dolayısıyla Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerinden biri de Iraklıların parasının değer kaybetmesidir. Bu hadis iki ayrı duruma işaret ediyor olabilir.
Bunlardan birincisi, İran-Irak ve Körfez Savaşı sonrasında Irak'ta yaşanılan ekonomik çöküntüdür. Savaş dolayısıyla büyük zarar gören Irak ekonomisi, savaş sonrası devam eden ambargolar nedeniyle bir türlü düzelmemiştir. Halkın alım gücü düşmüş, yokluk ve fakirlik en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir.
Ordunun Kaybolması (2003)
“Hz. Mehdi'nin beş alameti bulunur. Bunlar Süfyani, Yemani, semadan bir sayha (çağrı, nara), Beyda'da bir ordunun batışı ve “Hz. Mehdi'nin beş alameti bulunur. Bunlar Süfyani, Yemani, semadan bir sayha (çağrı, nara), Beyda'da bir ordunun batışı ve günahsız insanların öldürülmesidir”. (Naim Bin Hammad)
“...Kendisine bir ordu gönderilecek. Bunlar yerin bir çölünde iken yere batırılacaklardır.” (Müslim'den; Geleceğin Tarihi 4, s.31)
“Bir ordu savaş için gelir, çöle girdiğinde baş ve sonundakileri batar, ortadakiler de kurtulmaz.” (Hanbel, Tirmizi, İbni Mace, Ebu Davud'dan; Geleceğin Tarihi 4, s.30)
2003 yılında gerçekleşen Irak Savaşı sırasında Irak ordusunun büyük bir kısmının neredeyse birdenbire ortadan yok olması savaşın en dikkat çekici olaylarından biriydi. Birçok gazete ve televizyonda, Cumhuriyet Muhafızları olarak bilinen yaklaşık 60.000 kişilik ordunun ve Fedailer olarak bilinen yaklaşık 15.000 Iraklı askerin kaybolması haber olarak yer aldı. Yan sayfadaki hadislerde bu konuya dikkat çekilmesi, Hz. İsa'nın ve dolayısıyla Hz. Mehdi'nin geliş alametlerinden biri olan "bir ordunun batması" olayının gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir. (En doğrusunu Allah bilir.) Nitekim ilerleyen günlerde de savaş uçaklarının bir kısmının çöl kumları altına gömülmüş olarak bulunması, hadiste bahsedilen çölde bir ordunun batması olayının Irak ordusu ile ilgili olma ihtimalini güçlendirmektedir.
Irak’ın Yeniden Yapılanması (2003)
“…Irak'a saldırmadıkça kıyamet kopmaz. Ve Irak'taki masum insanlar Şam'a doğru sığınma yerleri ararlar. Şam yeniden yapılanır, Irak da yeniden yapılanır.” (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 254)
Şam Irak ve Arabistan’da Kargaşa Yaşanması (2003)
“On alamet görülmeden kıyamet kopmayacaktır; ... Biri doğuda, biri batıda, bir diğeri de Arap Yarımadası'nda meydana gelecek yere batma hadisesi..." (Müslim, Fiten, 39)
Peygamber Efendimiz (sav)'in haber verdiği kıyamet alametlerinden bir tanesi, "doğu tarafında gerçekleşecek olan yere batma" hadisesidir.
Bu alametin büyük bir kara parçasının ya da insan topluluğunun ortadan kalkması, yeryüzünden yok olması anl***** gelmesi muhtemeldir. (En doğrusunu Allah bilir.) 2004 yılının son ayında Güney Asya'da gerçekleşen büyük tsunami felaketi bu alametle çok büyük benzerlikler göstermektedir. Dolayısıyla Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği "doğudaki yere batış" alameti, bu büyük tsunami felaketine işaret ediyor olabilir. (Hiç şüphesiz en doğrusunu Rabbimiz bilir.)
Tarih boyunca Asya'da, Uzakdoğu'da çeşitli felaketler, depremler ve kasırgalar yaşanmıştır. Bu felaketlerde çok büyük yıkımlar gerçekleşmiş, çok yüksek sayılarda insan hayatını kaybetmiştir. Ancak 26 Aralık 2004 tarihinde Güney Asya'da gerçekleşen ve 400 bin kişiye yakın insanın ölümüyle sonuçlanan tsunami, bu felaketlerin en büyüğü olmuştur. Bu büyük felaket sırasında, yeraltındaki büyük levhaların hareketi sonucu oluşan 1000 kilometrekarelik kırılmalar ve kıtaların yer değiştirmesinin yarattığı büyük enerji, okyanuslarda meydana gelen çok büyük enerjiyle birleşip, Güney Asya ülkelerinden Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Malezya, Tayland, Bangladeş, Myanmar, Maldiv Adaları ve Seyşel Adaları'nı hatta 5 bin km uzaklıktaki bir Afrika ülkesi olan Somali sahillerini dahi vurmuştur.
Kıyamet alametlerinin birbiri ardına gerçekleştiği ahir zamanda meydana gelen bu tsunami felaketi, çok geniş bir alanı etkilemiş, şehirlerin deniz sularının altında kalıp yok olmasına, dünya haritasının değişmesine neden olmuştur. İşte bu nedenle de "doğudaki yere batış" ifadesi ile Güney Asya'da gerçekleşmiş olan bu felakete işaret ediliyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Batıda Yer Batması Katrina (2005)
"İnsanlara ölüm gelip evler mezar olduğu zaman halin nice olur." (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman Alametleri, s. 392, no. 726)
New Orleans Şehrinin Yere Batışı
Katrina Kasırgası birçok şehirde çok büyük tahribat oluştururken, New Orleans'ı yaşanamayacak hale getirdi. ABD'nin turizm ve kültür merkezlerinden biri olarak kabul edilen New Orleans'ın yüzde 80'i sular altında kaldı. Bazı yerlerde suyun yüksekliği 6 metreyi aştı. Dolayısıyla New Orleans suların altına gömülerek, adeta ortadan kalktı. Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği "Doğudaki yere batma" alameti Endonezya'da yaşanan tsunami felaketine bir işaret olabileceği gibi, "Batıdaki yere batma" hadisesi de New Orleans şehrinin ortadan kalkışına bir işaret olabilir. Hiç şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.