Hikayeleri güzel yapan onların gerçeklikleri değil
insanlara vermek istedikleri mesajlardır...
Onlarda "aşk" vardır,"estetik" vardır,"hüzün" vardır,"hasret"
vardır,"ayrılıklar ve kavuşmalar" vardır...
Ve tabii onları asıl güzel kılan ve gönül antenlerimizi
kendisine çeviren "mutluluğun anahtarı" vardır... "
Hikaye bu ya...
Memleketin anlı şanlı padişahı bir hastalığa yakalanır,
hekimler bir türlü deva bulamazlar...Nihayet uzak diyarlardan
gelen bilge bir hekim Padişahı gördükten sonra Saray'dakilere;
"eğer Padişah'ınızı sıhhatte görmek istiyorsanız memleketteki en mutlu insanı bulup onun gömleğini Padişah'a giydireceksiniz",der...
Bunu bir emir olarak telakki eden saray ahalisi ve askerler memleketin dört bir yanına dağılarak bu "en mutlu insan"ı aramaya koyulurlar...Ama nafile!..Kime gitseler yüzünden düşen bin parça ve herkesin bir derdi var...Memlekette neredeyse taramadıkları,gitmedikleri köşe kalmamıştır...Tam umutları tükenmek üzereyken küçük bir köydeki yaşlı bir adam askerlere;
"sizin aradığınız o adamı biliyorum...Dünyanın en mesut adamı olduğunu hem ben gözlerimle gördüm hem kendisi söyledi...Biraz zahmetli olacak ama şu dağa çıkarsanız orada küçük bir kulübede kendi halinde yaşadığını görürsünüz...Ona derdinizi söyler,çaresini öğrenirsiniz" der...
Askerler bu sevinçli haberden sonra zor ve zahmetli de olda dağa tırmanırlar ve adamın küçük kulübesine gelirler...Sevinçle
adama konuşmaya ve dertlerini anlatmaya başlarlar...En sonunda adamdan çok küçük bir ricaları olduğunu ve bunun karşılında kendisine büyük hazineler sunacaklarını söyler ve heyecanla ve sevinçle adamın kendilerine vereceği o gömleği beklerler...
Bütün bu olanları ve konuşulanları şaşkınlık içinde dinleyen
memleketin "en mutlu adamı" başını sağa ve sola hafifçe sallayarak;
"...AMA BENİM BİR GÖMLEĞİM YOK Kİ!.." DER...
Peki mutlu olmak için sizin neyiniz var?...
VEYA NEYİNİZ YOK?....